Ne güzel bir hayal, değil mi? Herkesin sadece yaşadığı, kimseye zarar vermediği, kimseden zarar görmediği bir dünya… Sabah uyanıp gökyüzüne bakarken endişelenmediğini düşün; insanların birbirine gülümseyerek selam verdiğini, kimsenin başka birini küçümsemediğini, ötekileştirmediğini... Herkesin olduğu gibi kabul edildiği bir yer. Ne din, ne dil, ne sınır… Sadece insanlar, sade yaşamlar, huzur dolu günler. Belki de çok uzak değil bu hayal — belki birinin birine anlayışla yaklaşması kadar yakın.
What a beautiful dream, isn’t it? A world where everyone simply lives — where no one hurts anyone, and no one gets hurt… Imagine waking up in the morning, looking at the sky without worry; people greeting each other with warm smiles, no one judging or excluding anyone else. A place where everyone is accepted just as they are. No religion, no language barriers, no borders… just people, simple lives, days filled with peace. Maybe this dream isn’t so far away — maybe it’s as close as one person choosing to show a little more understanding to another.